Print

VinetaPlatz’ta Aşure Günü

Schleswig- Holstein Türk Toplumu ve Kiel Alevi Toplumu Aşure Günü dolayısıyla bu yıl Gaarden Vinetaplatz’ta düzenlen etkinlikle Aşure dağıttılar.

Etkinliğe çeşitli derneklerin başkanları ve yöneticileri, kurum temsilcileri, işverenler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Programın açılış konuşması Kiel Alevi Toplumu Başkanı Hasan Yeşilbaş tarafından yapıldı. Yeşilbaş konuşmasında tüm ayrımcılık ve dışlamaları redderek birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.

Daha sonra kürsüye gelen Schleswig- Holstein Türk Toplumu başkanı Dr. Cebel Küçükkaraca şunları söyledi:
“Muharrem ayı nedeniyle geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız, dayanışma içinde bir çok insanımız oruçlarını tuttular. Tüm oruç ve dini ibadetlerin sessiz, gösterissiz, saygı, olgunluk ve aynı zamanda kamil insan olma anlayışla icra edilmesi ne kadar güzel. Herkese nasip olsun !

Aşure, paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve barışın simgesidir. Aşure gününün manevi berraklığı üzerine 10 Ekim 680 tarihinde Kerbela katliamı gibi karanlık bir olay da düşmüştür. Imam Hüseyin ve beraberindeki 72 müslüman Muharrem ayının onuncu gününde Kerbela’da Yezid'in emriyle günlerce aç ve susuz bırakıldıktan sonra şehit edilmişlerdir..
İmam Hüseyin ”Zalimin zulmüne karşı çıkmamak, mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı alçaklık sayarım. Zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım…”. İmam Hüseyin´in bu dik ve onurlu duruşu ve bu acı olayın Oniki İmamlarla bütünleştirilmesi özellikle Aleviler için bir direniş abidesi olmuştur.”

Küçükkaraca konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Hoşgörünün, saygının, sevginin ve insanlık değerlerinin sembolü olan aşure bir yiyecek olmaktan öte insani bir tattır.
Ortadoğu’nun kan gölüne dönüp insanların acımazsız bir şekilde katledilip, yerlerinden ve yurtlarından uzaklaştırıldığı bu günlerde, dayanışma ve barış için mücadele etmek başlıca görevimiz olmalıdır.

Gerek Almanya’da, gerekse Türkiye’de Alevilerin kendi kültürel kimliklerini yaşayabilmelerinin önündeki engellerin kalkması, demokratik istemlerinin karşılanması S-H Türk Toplumunun da temel yaklaşımıdır. S-H Türk Toplumu farklılığın bir zenginlik olduğundan hareketle, toplumumuzun tüm renklerinin barış ve saygı içinde birarada yaşamasının önemine burada bir defa daha dikkat çekmektedir.”

Dr. Cebel Küçükkaraca konuşmasını “Nerede Akarsu olursa orada yeşillik, hayat, nerede kardeşlik, sevgi ve saygı olursa orada merhamet olur. Bu da barışın kapısını açar. Uzlaşma ve birlikteliğe daha çok ihtiyaç duyduğumuz dünyada; ayrıştıran değil birleştiren, kavga ve nefreti körükleyen değil sevgi ve barışı geliştiren, farklılığı zenginlik gören, hoşgörü kültürünün sözde değil özde artmasını isteyen anlayışların egemen olması en büyük arzumuzdur.” diyerek tamamladı.
Daha sonra Dede Erdoğan Aslan tarafından yapılan duanın ardından aşurenin dağıtımına geçildi.