
Uğur Mumcu Kiel’de Anıldı
Schleswig-Holstein Türk Toplumu tarafından Uğur Mumcu ve basın şehitlerini anma programı düzenlendi. Schleswig-Holstein Türk Toplumu merkez bürosunda düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı ve eski Turizm Bakanı Alev Coşkun katıldı. Programa katılımcılar büyük ilgi gösterdi. Toplantı, Uğur Mumcu ve tüm basın şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Shleswig-Holstein Türk Toplumu Başkanı Dr. Cebel Küçükkaraca, ülkesine sevgiyle bağlı değerli insanların aramızdan erken koparıldığını vurgulayarak toplumun mayasını oluşturan sevginin azalmaya başladığına dikkat çekti. Küçükkaraca konuşmasında, „Ülkesine sevgi ile bağlı insanları saygıyla anmak için buradayız. Toplumumuzda var olan sevginin yerini kine, nefrete ve öfkeye bıraktığını üzülerek görmekteyiz. Siyaset, ideolojiler, kişisel çıkarlar ve egolar tarafından güzel değerlerimiz yok edilmekte. Oysa Anadolu toprakları, tarih boyunca sevginin en bereketli yeri olmuştur. Tüm bu yaşananları Anadolu insanının haketmediğine inanıyorum. Insanları yaşatan sevdalarıdır. Kimsenin bu değerleri bozmaya hakkı yoktur“ dedi.
Konuşmasına basın şehitlerini anarak başlayan Alev Coşkun, toplantıya katılanlara konuya gösterdikleri duyarlılıktan dolayı teşekkür etti. „Burada duyarlı ve bilinçli bir topluluk var. Bilinçli topluluklar bilinçsizlere göre daha güçlüdür“ dedi.
Uğur Mumcu‘nun kırık gözlüğünden bakarak günümüzün siyasi ve ekonomik gelişmelerini değerlendiren Coşkun, konuşmasının başında 2011 yılında yaşanan iç ve dış olaylar, siyasi gelişmeler, toplumsal olaylar ve ekonomik gidişat konusunda kısa bilgiler verdi. 2011 seçimleri sonunda oluşan yeni siyasi tablo, ceza evindeki milletvekilleri, Balyoz ve Ergenekon davalarının ardından Türkiyenin 2012 yılındaki en önemli konularından birinin yeni anayasa çalışması olduğunu belirten Coşkun, „Meclis Başkanı ne kadar gayret gösterip, özendirici konuşmalar yapsa da, anayasa için sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden yeterli katkı ve desteği bulamıyor. Üniversiteler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları görüş açıklamaktan çekiniyorlar. Bu suskunluğun temel nedeni, yaratılan “korku sürecidir.” Bu yüzden yapılacak anayasanın yaşanan sorunlara cevap vereceğinden emin değilim." dedi.
Basın konusuna da değinen Alev Coşkun, korku toplumun bir sonucu olarak daha kitapları basılmadan tutuklanan gazetecilerin olduğunu, yandaş, boyalı ve muhalif olarak basının kategorize olduğunu söyledi.
Konuşmasında dış politika ve ekonomik gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi: „Dış politika konusunda komşular ile sıfır problem ile yola çıkıldı, ancak durum beklenildiği gibi olmadı. Arap Baharı kışa dönmeye başladı. Ortadoğu kritik bir bir dönemden geçiyor. Malatya’ya kurulacak füze kalkanı, Iran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi, Suriye ve Mısır‘daki gelişmeler başlıca konular. Ortadoğuda bir santranç oynanıyor. Önemli olan burada Türkiye’nin nasıl bir rol alacağıdır.
Küresel mali kriz ise hala sürüyor. 2007 yılında ABD’de başlayan kriz 2012, yılında halen etkisi sürdürmekte ve kimse ne zaman biteceğini de bilmemekte. Krizden çok fazla ülke etkilendi. Bir çok Avrupa ülkesi ekonomik olarak çöktü. Bu krizden en az ekilenenler ise Almanya gibi ticareti üretime dayalı olan ülkeler. Türkiye bu süreci atlatırken uygulanan politikalar ile kriz halkın cebine fazla yansımadı. Bu yüzden halkın bir tepkisi yok. Iharacat ve ithalat arasındaki fark, bütçe açığı ve cari açık en büyük sorun olarak duruyor. Türkiye yaşadığı cari açık problemini çözmediği takdirde yakın gelecekte büyük problemler yaşayacaktır.“
Daha sonra katılanların konu ile ilgili sorularının cevaplandırılmasının ardından toplantı sona erdi.