Print

"Sosyal Paylaşım Herkes İçin mi?"

"Sosyal Paylaşım Herkes Için mi?" konulu panel 30Haziran 2010 tarihinde Kiel Kunsthalle'de yapıldı. Toplantı Refugio eV, Schleswig-Holstein Mülteci Konseyi ve Schleswig-Holstein Türk Toplumu tarafından organize edildi. Panele konuşmacı olarak katılan Eyalet Meclisi Milletvekilleri; Antje Jansen (Sol Parti), Astrid Damerow (CDU), Gerrit Koch (FDP), Thorsten Fürter (Yeşiller), Rolf Fischer (SPD) und Silke Hinrichsen (SSW)organizatörler ve izleyicilerden gelen soruları da cevaplandırdılar.

Toplantı , Schleswig-Holstein mülteciler, iltica ve göçmenlik derneğinden Wulf Jöhnk'ün yaptığı açış konuşmasıyla başladı. Jöhnk konuşmasında ulusal uyum planının bir ilerleme getirdiğini ancak yerel toplumunun ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığını belirtti.

Daha sonra toplantının yöneticisi Michael van Bürk'ün sunumuyla toplantının organizatörleri adına birer konuşma yapıldı. Schleswig-Holstein Türk Toplumu adına konuşma yapan başkan Dr. Cebel Küçükkaraca göçmenlerin uyumu ile ilgili olarak şunları söyledi: "Gömenlerin siyasal, sosyal,mesleki ve kültürel katılım olanakları Almanya gibi göç ülkelerinde uyumun temel koşuludur. Biz uyuma aynı zamanda "katılım" diyoruz. Eğitim modern bilgi toplumunda sosyal katılım olanaklarını etkiler. Yapılan araştırmaların sonuçları Almanya’da yaşayan göçmen kökenli insanların yaşam ve eğitim durumlarının göçmen olamayanlardan daha kötü olduğunu göstermektedir.

Göçmenlerin ve ailelerinin göçmen olmayanlara göre iş piyasasında dışlanmaya uğramadan yer alma şansı çok azdır. Yani göçmen kökenli insanların Alman iş piyasasına giriş ve eşit şartlarda Almanya'da yaşama yolunu eğitim açar ya da kapatır. Bu zamana kadar yapılan iş piyasası reformlarında üzücü olan göçmenlerin yer almamasıdır.

Ayrıca bundan çok dillilik ve çekici bir sosyal değer olarak bahseden eğitim ve siyasetin sorumlu olduğunu onaylıyoruz.Anadilin tanınması ve konuştuğu dille yaşadığı toplumda kabul görmesi göçmen kökenli insanlar için önemli bir psikolojik faktördür. Örneğin Türkçe, Almanca'dan sonra Almaya'da en çok konuşulan dil olduğuhalde bunun Alman eğitim sisteminde bir değeri yoktur.Almanya çapınada hiç bir okulda Türkçe seçmeli yabancı dil olarak sunulmamaktadır.Çok dilli eğitim tüm çocukların fikri potansiyellerinin kullanılması ve zamanın zorluklarının ortadan kaldırılması şansını güvence altına alır.

Zorlama seçeneği vatandaşlık hukuku reformuyla tanıtılmıştır.Ancak bu zorlama uyum politikası olumsuz bir mesaj göndermektedir. Biz bu ülkede büyüyen her milleten çocuğun nereye ait olduğunu net olarak söyleyebilmesinin önemine inanıyoruz. Bunun için seçme zorunluluğu kaldırılırken doğuştan kazanılan hak korunmalıdır."

Milletvekilleri çok değişik konularda açıklamalarda bulundular.Özellikle uyum çarelerinin finansmanı üzerinde duruldu. Çocuk yuvalarında son yıl katkı payı ödenmemesi hakkının kaldırılması en çok gündeme getirilen konu oldu. Bunun amacı eyalette otamatik olarak tasarrufa yol açacak böylece gelecek yatırımlar için tedbir alımış olacaktır denildi.

Panelin sonunda herkesin ortak düşüncesi bu tartışmaya devam edilmesi ve konuların ana temayla sınırlandırılması yönündeydi.