
Konuşmacılar:
Martin Link ( FRSH e.V. )
Hajo Engbers (Refugio e.V.)
Dr. Cebel Küçükkaraca (Tgs-h e.V.)
Wifried Wengler (CDU)
Rolf Fischer (SPD)
Karl Martin Hentschel (Bundis 90 /Die Grünen)
Christina Musculus-Stahnke (FDP)
Anke Spoorendonkl (SSW)
Raju Sharma (Die Linke)
Schleswig Holstein Türk Toplumu Başkanı Dr. Cebel Kücükkaraca yaptığı konuşmasında şunları dile getirdi:
Almanya bir göç ülkesidir. Her türlü güçlüğe karşın değişik kökenene sahip insanlar burada huzurlu bir şekilde yaşarlar.Uyum tüm toplum için altarnatifi olmayan bir yoldur.Hedefimiz değişik soy, kültür ve dini kökenden insanlarla karşılıklı kabul, saygı ve hoşgörü ile birlikte yaşamaktır.
Toplumumuzun en büyük sorunlarından biri önceden olduğu gibi dışlanmadır. Dünden bugüne de etkisini hiç kaybetmeden devam etmektedir. Bu durum eşit haklara sahip olarak bu toplumda yaşamak isteyen insanları engellemektedir.
Genel eşit muamele kanunu dışlanmadan korunmak için önemli bir aygıttır.Ancak bu yasa bile söz konusu insanlar için bir sürü engeller getiyor ve hatta içinde dışlanmayı bile barındırıyor.Demokrasilerde dışlanmanın her türlü formuna karşı birlikte hareket etmelidir.
Uyum ve Göç konusundatoplum olarak bizim tecrübemiz uyumun toplumun tüm yaşam birimine yayılması gerektiğidir.
Fırsat eşitliği gerçekleştirilmeli ve göçmenlerin aktif olarak bu topluma bağlanmaları sağlanmalıdır.
Eğitim yönünden de belgelenmiş sayılar okuldan meslek eğitimine geçişteki ağır engelleri göstermektedir. Bu eksiklik meslek eğitimindeki uyumsuzluğu beraberinde getiriyor. Bu eksiklikler yabancıların eğitim başarılarını etkilemekte ve kötü diploma almalarını sağlamaktadır.
Ulusal uyum planının kararlaştırılmasıyla büyük bir adım atılmış oldu. Politik katılım şartları hala yeterli değil. Işbirliği kanunun hazırlanmasında ve karalaştırılmasında da sağlanmıyor. Biz, göçmen kurumlarının baştan beri aktif olarak bu konularda katılımlarının sağlanmasını istiyoruz.
Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Almanya'da çocukların Almanca dışında küçük yaşlarda anadil öğrenmeleri pek desteklenmiyor.Anadilin geriye bırakılması ve bunun okullarda çok az yer alması üzüntü vericidir.Köklü kalıcı öğretici metotlarla öğretilmiş anadiline Almanca öğrenirken de ihtiyaç olacaktır.Bu imkan göçmen çocuklar için çok az sunulmaktadır.Anadilin ikinci plana atılmasından dolayı köklerine karşı bilinçsizce bir asimilasyon baskısı hissediyor. Bu da tüm toplumu etkileyen yanlış tavra ve hatalara yol açıyor. Başarılı bir okul kariyeri için eğitim desteğinin artırılmasını ön şart olarak görüyoruz.
Yeni vatandaşlık yasasının ortaya koyduğu durum insanları bir vatandaşlık konusunda tercih yapmaya zorlamaktadır. Bu da dernek olarak bizim karşı olduğumuz bir durumdur. Çünkü bu düzenleme doğru dürüst eşit haklar sağlayan bir düzenleme değildir.Bu düzenlemenin altında yatan mesaj şudur: Siz ne tam ne sürekli ne de diğerleri gibi bize ait olamazsınız.
Bu tercih zorlaması tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Burada doğup büyüdüğü veya uzun yıllar burada yaşadığı halde yaklaşık 7,3 milyon göçmen yabancı statüsündedir.Bu durum Almanya gibi demokratik hukuk devletiyle uyuşmuyor.
Yeni vatandaşlık yasası bu durumu düzeltmedi ve doğru dürüst bir çözüm için de uğraşmadı. Bizim görüşümüze göre yeni düzende yapı değişikliği olmalı ve bağlayıcılığı olan yapılar oluşturulmalı. Uyum sadece belli bir kesimi ilgilendiren değil tüm toplumu ilgilendiren merkez bir konudur.
Konuşmaların ardından yapılan açıkoturumda özellikle uyum konusu üzerinde duruldu. Toplumun bu en büyük probleminin karşısındaki engel maddi unsur olduğu üzerinde durularak bunun karşılanması için bir an önce daha fazla kaynak bulunması gerektiği vurgulandı.